Giriş: Hastanelerde
deprem riskinin azaltılması dersimiz kapsamında risk faktörünü inceledim. Risk
faktörü= hazard (Tehlike).vulnerability(etkilenebilirlik).Exposure(maruz
kalmış). Risk faktörünü en aza indirmek tehlikeyi azaltamayacağımız için
etkilenebilirliği azaltmaktan geçiyor. Konutlarımızda, hastanelerimizde, köprülerde
, havaalanlarında gibi gibi noktalarda önceliğimiz bu etkilenebilirliği
azaltmak olmalı . Bu durum için ise yararlanabileceğimiz bir çok faktör var.
Öncelikle bu konutların yapılacağı yerler sağlam olmalı . Bu konuda zeminin fay
hatlarına yakınlığına bakılmalı, zemin yapısına bakılmalı ,(zeminin sert mi
yumuşak mı gibi faktörleri)fay hatlarının daha önce kırılmaları ve ne gibi etki
yarattıkları incelenip buna göre bir plan oluşturmak gerekir. Sonrasında
yapılan malzemeler dayanıklı ve sağlam olmalı ki bu etkilenebilirliği
azaltabilelim. Malzemeler deprem yönetmeliğine kumundan demirine kadar uygun
olmalı. Konutlar ve ders kapsamında hastaneler deprem yönetmeliğine uygun
yapılmalıdır. Hastaneler deprem anında bu duruma hazırlıklı olmalı . Deprem
anında ve sonrasında en çok ihtiyaç duyulan kurumlardan biri hastane olduğu
için her türlü hazırlık yapılmış ve yıkım olmayacak şekilde kurgulanmış olmalı
ki çalışmaya devam edilebilsin.
Soru 1: Ders
kapsamında deprem riskini oluşturduğu söylenen formül: Risk=Hazard
(Tehlike). Vulnerability (Etkilenebilirlik). Exposure (Maruz kalmış). Bu durumda tehlike nedir?Etkilenebilirlik nedir? Maruziyeti neye göre belirleriz? Bu kavramlardan hangileri riski azaltma kapsamında değiştirilebilir?
Maruziyeti engellemek için son deprem de dahil ne gibi çalışmalar yapılıyor ?Bu
konuda etkiyi azaltmak için hastanelerde
neler yapmak gerekir?
Depremde tehlike
kavramını kaynaktan çıkan dalgaların genliği oluşturmaktadır. Bu sebepten ötürü
tehlikeyi değiştirme azaltma gibi faktörlerin olması zordur. Fakat
etkilenebilirlik kavramını çok farklı şeyler oluşturur. Bu faktörlere örnek
olarak jeolojik yapı, bina yerleşkesi, insan tutumu, eğitim ve fay hatlarının
konumlarına göre yerleşke yapılması verilebilir. Etkilenebilirlik bu sebeplerden
ötürü azaltılabilinir. Örneğin yerleşkeleri deprem tehlikesi az olan yerlere
yapmak etkilenebilirliği azaltacağı için deprem riskini de azaltır böylelikle
riski oluşturan diğer faktör maruziyet yani Exposure da azalmış olur. 6
Şubattaki depremi örnek alarak etkilenebilirlik ve maruziyeti
örneklendirebiliriz. Etkilenebilirlik 11 ilimizde toplam 13 milyon insan hissedilen
tüm binaları kapsamaktadır. Maruziyeti ise depremde vefat eden insanlar, yıkılan ve kullanılamayacak hale gelen binalar oluşturmaktadır.
Açıklama |
Soru2:İlk soruda
bahsettiğimiz kavramlardan risk
faktörünü azaltmak için etkilenebilirliği en aza indirgememiz gerekmektedir. Bunu
yaparken jeolojik zemin yani yerleşkeyi yapacağımız zemin hakkında bilgimizin
olması gerekir. Bu konuda VS30 haritalandırması kullanılabilinir mi? Ayrıca fay
hatlarının yakın zamanda kırılanlar ve tehlikeli fay hatları olarak ayrıldığını
biliyoruz .Bu açıdan fay hatları da göz önüne alınarak ne gibi önlemler
alınabiliriz?
Açıklama |
Öncelikle
amacımızın depremden en az hasarla kurtulmak olduğu aşikar. Bu konuda zemin
araştırması adı altında VS30 haritalandırılması önem arz etmektedir. Peki nedir
bu VS30? Arazilerde sismograflar ile ölçülebilen vs30 değeri, 30 metrelik derinlikte tüm tabakaların hızlarının ortalamasına karşılık gelen kayma dalgası hızı anlamına
gelmektedir. Arazi altının sağlamlığını ve dayanıklılığını gösterir. Bu
haritalandırma sayesinde nerede ne gibi risklerin bulunduğunu görmekteyiz. Örnek
olarak Düzce ilinin yerleşkesinin bu haritalandırılmaya göre tehlikeli olduğu
bilinmekte Şuan büyük bir deprem atlatmış olan Türkiye için risk faktörünü en
aza indirgeme anlamında 11 ilimizde yerleşke yapımında jeoloji ve jeofizik uzmanları ve bu
gibi haritalandırmalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Bunlara göre zemin
seçilmesi ve oralara tabiki güvenilir ve sağlam yapıların zeminin direnç durumuna göre yapılması gerekmektedir. Fay
hatlarına da bakılıp yerleşkeye dikkat edilmeli. Bu konuda büyük depremlerle kırılmış fay hatları sarı ve
kırmızı olarak yani yeni kırılmış fay hatları ve de tehlike arz eden fay
hatları olarak ayrılırlar. Fay hatlarına bakma sebebimiz ise fay kırıklarını
merkez olarak kabul etmemizdir. Tahribatı azaltmak istiyorsak
yerleşkelerimizi fay hatlarından en az zarar
alacak yerlere yapılması gerekmektedir. Bunlar tabiki en temelinde almamız
gereken önlemlerdir. Bunun dışında deprem anında almamız gereken önlemler de
vardır.
Soru3: Deprem
riskini azaltma konusunda yerleşkenin dayanıklılığı, konumu ve bunun gibi temel
faktörler etkili olduğu gibi bizlerin de yapması gereken bazı hususlar var
mıdır? Deprem öncesi ve deprem anında nasıl bir hazırlık içinde olmamız
gerekmektedir? Bu hazırlıklar sonuç olarak
Exposure yani tahribatı ne derece engelleyebilir? Deprem sonrasında
devletin yapması gerekenler nelerdir?
Elbette toplum olarak bizim de belli başlı
sorumluluklarımız bulunmaktadır. Özellikle deprem öncesindeki hazırlıklarımız
bizleri maddi ve manevi anlamda kayıptan koruyacaktır. Böyle bir durumda
yapılması gerekilenler ev içi eşyaların sabitlenmesi olabilir ki bu durum deprem
anında devrilmelerden kaynaklı can ve mal kaybının önüne geçer. Deprem anı için
çantalar düdük su gibi temel eşyaların her odada bulunması ve aile içi,
apartman içi deprem planımız olması gerekir. Deprem sonrası için
sigortalarımızın olması da maddi kaybı aza indirme açısından önemlidir. Deprem
anı ve öncesinde almış olduğumuz tedbirler neticesinde exposure azalır. Örnek
olarak 6 Şubat depreminde deprem bitti deyip çıkmaya çalışan nice insanımız merdiven
boşluklarında kapı altlarında ölü olarak çıkarıldı. Halbuki kendilerini
sağlama alıp bekleselerdi belki de ölü sayısı bu denli fazla olmayacaktı. Bu da çök
tutun kapan taktiğinin önemini göstermiş
oldu. Deprem sonrasında da bitti artık deyip tekrar binalara girmemek gerekir
çünkü artçı diye nitelendirdiğimiz depremler de büyüklük ve şiddet olarak
yıkıcı olabilmekte ve kayıplara sebep olabilmektedir. Bu durumlarda da insanlarımızın
bilinçli olması gerekmektedir. Deprem sonrasında devletin iletişim , ulaşım ve
yardım konusunda tedbirli olması bunun için planlara sahip olması
gerekmektedir. Devler vatandaşını her türlü kötü şarttan korumak zorundadır.
Açıklama |
2007 Deprem yönetmeliğine göre hafif şiddetli depremlerde binada yapısal ve yapısal olmayan elemanların herhangi bir hasar görmemesi, orta şiddetli depremlerde bu hasarın sınırlı
Açıklama |
Soru5: Deprem
yaşamış bölgelerimizde bu izolatörler ne derece etkili olmuştur? Hangi durumlarda dahil olmuşlar ne gibi sonuçlar doğurmuşlardır? Ne kadar hastanede
faal durumda çalışmıştır? Depremlerden sonra da bu sismik izolatörler yeniden
kullanılabilir mi? Ve sismik izolatörlerin çeşitleri nelerdir?
Açıklama |
Öncelikle
sismik izolatörler: İlk olarak Yüksek dönümlü kauçuk(HDRB),Kurşun
çekirdekli(LRB), Küresel yüzeyli sarkaç tipli bu da üç tip 1. Tek eğri yüzeyli
2. İki eğri yüzeyli 3. Üç eğri yüzeyli olmak üzere 3 çeşittir. İzolatörleri
kullanılması için yapının sahip olması gereken özellikleri Bulunmaktadır. Zemin
sınıfının iyi olması, yapının narin olmaması, yapı yüksekliğinin uygun olması,
İzolatörlerin hemen üstünde rijit diyafram yapısı olmalı ve bu kalın bir
döşemeyle ya da yeterli rijitliğe sahip kirişli sistemlerle olabilir.6 Şubat
depremimizde toplamda 8 hastane ki bunlardan 4ü inşaat halinde , 4ü ise faal
durumda yalıtım cihazı bulundurmaktaydı. Deprem yalıtımlı hastane binalarında
TDP deprem izolatörleri sayesinde %50 ila %80 arasında yer ivmelerini
sönümlediği görülmüştür. Bu oran hastanenin bulunduğu konuma göre değişiklik
göstermiştir.
Tüm yalıtım cihazları çalışmıştır. Deprem sayesinde deprem
yalıtımın önemi bir kez daha gözlemlenmiş olup yapı sağlığı ve izolatörlerin ne
derece aktif olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca buradaki sismik izolatörlerde herhangi
bir soruna rastlanılmamış, olası diğer depremlerde de faaliyet gösterir
seviyede oldukları anlaşılmıştır. İnşaat süreçlerinde bu konulara yani
etkilenebilirliği azaltmaya yönelik faaliyet gösteren hastaneler de hasar az
olup işlevleri devam etmiş. Ayrıca insanlara barınma anlamında güvenilir bir barınma
yeri olarak işlev görmüştür.
Soru6: Depremlerde
amacımızın risk faktörünü azaltma olduğunu anladık. Bu konuda yapısal olan ve
yapısal olmayan faktörleri, sismik izolatörleri, deprem anında bizlerin neler
yapması gibi daha nice faktörden bahsettik. Peki bu konuda depremden daha erken haber alsak bu da risk
faktörlerini azaltır mı? Erken uyarı sistemi nasıl işler? Depremden erken
haberdar olmak biz insanlara ve devlet faktörüne ne gibi katkı sağlar?
Açıklama |
Depremden
önce haberdar olma konusunda erken uyarı sistemlerinin işleyişine bakalım. Deprem
erken uyarı sisteminde kullandığımız veri elastik dalgaların yayılımıdır. P ve
S dalgasının yayılımı önem arz eder. P dalgasının hızı da büyük lakin yıkıcılığı
daha düşük. S dalgası ise kesme ve yıkımı oluşturur. Sensörler sayesinde bu
dalgaları yakalayabiliriz. P dalgasının yayılımından haberdar olduğumuzda
Shakealert denen erken uyarı sistemlerine gönderip oradan da erken uyarı
merkezlerinde bu bilgi işlenip depremden haberdar olunabiliriz. Elastik dalga
yayılımlara sayesinde bu verilere ulaşabiliriz. Eğer erken haber olma söz
konusu olursa şehirdeki doğalgaz gibi hat kesintisi olduğunda depremde bu
borulardaki patlama sonucunda oluşabilecek yangınlardan ve de farklı
semptomlardan kurtulmuş olacağız. Depremde bu bilgi belki daha hızlı harekete
geçmeye aile içi ve de şehir içi deprem planlamasında hızlı olmamıza sebep
olabilir. Bu durumda vulnerability ve exposure azaltabilir. Böylelikle maddi ve
manevi kayıp en aza indirgenip belki de depremlerden alnımızın akıyla
çıkabiliriz.
Sonuç: Depremlerde
risk azaltma konusunda bir çok elemanı göz önünde bulundurduğumuzda. Öncelikle
amacımızın riski azaltmak olması gerekmektedir. Bu riski azaltma kapsamında
konutların yerleşkeleri önemlidir. Bu yerleşkeye dikkat ederken vs30 haritaları
önemli yer kapsamaktadır. vs30 haritalandırması sayesinde zemin tehlikesi
farkında olunup nereye yerleşim yapılacağı kestirilebilir. Bu durum sayesinde
risksiz bölgede yerleşim vulnerabilityi de azaltır exposure da. Ayrıca hastane
vb gibi yerlerde sismik izolatörleri yani deprem yalıtımının etkisi aşikar. Deprem
yalıtımı sadece hastane değil deprem sonrasında bölgeye ikmal ve yardım yapmak
için etkili olan köprüler, havaalanları, yollarda da kullanılabilmektedir. Bu
gibi yerlerde de deprem yalıtımının yapılması sonrasında deprem tahribatıyla
alınan maddi zararların önüne geçmekte gayet faydalı bir yol oluşturmuş olur. İzolatörlerin
çeşitliliği ve sağladığı faydalar çok fazla olmakla beraber sismik
izolatörlerin kullanıldıkları yerlerde yıkımın az hatta nerdeyse yok denilecek
seviyede olduğunu sismik izolatör kullanılamayan yerlerde yıkımın arttığının bariz
olduğunu görüyoruz. Depremlerde riski azaltmakta erken uyarının da etkisi
olmaktadır. Bu sistemlerin kullanılması yıkımı azaltır. Erken uyarı sistemleri
elastik dalgalardan almış oldukları bilgileri işleyip bizi uyarmaya katkı
sağlar. Böylelikle sıkıntı oluşturabilecek doğal gaz, elektrik bazlı
sıkıntıların önüne geçilebilir. Aslında amaca yönelik yani riski azaltmaya
yönelik çalışmalar yapılsa ve burada da işin ehli yani sismologlar, sismik
izolatörlerin çalışma prensiplerini kavramış deprem mühendisleri, bilir kişi
raporları gibi durumlar göz önünde bulundurulsa depremlerde riski
azaltabiliriz. Böylelikle maddi, manevi kaybı en aza indirgeyebiliriz. Özellikle
bir deprem ülkesi olan biz Türkiye için bu gibi önlemleri almak elzemdir.
Uğurcan ÖZÇAMUR I Sismik İzolatör - YouTubeAli Osman ÖNCEL I Erken Uyarı Sisteminin Temelleri - YouTube
ANAHTAR KELİMELER: hazard (tehlike) vulnerability(etkilenebilirlik) exposure (maruziyet)
No comments:
Post a Comment